34,5467$% 0.18
36,0147€% -0.62
43,3470£% -0.52
3.005,41%1,48
20.381,00%1,12
9.549,89%1,94
3405505฿%-0.32858
17 Temmuz 2024 Çarşamba
Çok fazla böcek takımı mevcuttur buna bağlı takım sayısından çok daha fazla böcek familyası mevcuttur. Bu familyaları takiben baktığımızda %80’ni adı gecen oluşturmaktadır. Tarımsal alanda bu familyalardan bu familyalara bağlı böceklerin tamamı zararlı değildir. Sadece bir kısmı tarımsal üretim yapılan alanda zarar teşkil etmektedir.
Böcek sistematiği çok karışık ve tamamen akademik bir konudur. Bir böceğin türüne inebilmek için 8-10 değişik tanımın yapılması gerekmektedir.
Şunu belirtmek gerekir benim teşhise yönelik bilgi vermek gibi bir iddiam yoktur olamazda, amacım öğrenim hayatım ve sonrasında edindiğim doğru bilgileri eksiksiz bir şekilde paylaşmaktır. Bu süreçte değişen yeni eklenen bilgiler olabilir, olacaktır da . Yazılarımda da bundan kaynaklı eksikliklerim olabilir, yazım esnasında unuttuklarım ve dikkatimden kaçan noktalar olabilir. Bundan dolayı tek ve kesin doğrular benim yazdıklarımdır iddiasında değilim, sadece bildiklerimi eksiksiz ve doğru ifadelerle aktarmaya çalışıyorum. Zirai bilgilerimi aktarma konusunda elimden geleni yapma gayreti içerisindeyim.
Amaç pratikte karşılaşılan sorunlara çözüm noktasında yardımcı olabilmektir. Karşılaşılan zarlının tanınması ve bu doğrultuda böceğin biyolojik döngüsü, beslenme şekli zamanı, zararlı olduğu dönem ve dönemleri bilmek ve bu doğrultuda mücadeleye en doğru zaman ve yöntemi belirlemektir.
Örnek: süne böceğini ele alırsak böceğin çıkış sıcaklığını beslenmede bitkinin hangi aksamını ne zaman tercih ettiği, yumurtasını nereye ne zaman bıraktığını bilmemiz ve bunun yanında yumurta parazitörünün o alandaki mevcudiyetini bilmemiz mücadelede doğru bir rota izlememize yardımcı olacaktır.
Eğer ilk defa karşılaştığımız bir böcek ise zararlını biyolojik formuna bakmamız gerekmektedir. (ergin nimf, larva) Hangi takıma ait olduğuna bakmamız gerekmektedir. İkinci etapta familyasına bakmamız gerekmektedir. Eğer tespitlerimizden eminsek böceğin morfolojik yapısı yanında, kültür bitkileriyle beslenmeden önceden beslendiği konucu bitkilerin neler olduğunu da bilmemiz gerekmektedir. Bu konukçu bitkiler üretim alanın çevresinde var ise bu bitkilerde belli aralıklarla kontrol edilmesi yararımıza olacaktır.
Bir böceğin takımını bilmek kullanacağımız ilacın doğru teşhisi konusunda doğru tercih yapmamız konusunda faydalı olacaktır. Buda doğru ilacı doğru zamanda kullanmamız anlamına gelmektedir. Kimyasal ilaç ve gübre kullanımı noktasında daha bilinçli olmamız gerekmektedir. Aksi takdir de topraklarımızı bilinçsizce kirletmeye devam edeceğiz. Bu böyle devem ederse ekebileceğimiz temiz toprağımız kalmayacaktır.
Fungus sonbahar da yere dökülmüş yaprakların geçirmektedir. Yaprak üzerinde peritesyum siyah noktalar halinde çıplak gözle bile görebiliriz. Bu üreme organlarında 8 adet askospor içeren ve askus olarak isimlendirilen kesecikler mevcuttur.
İlkbaharda askuslar su alarak şişer suyun etkisiyle şişen askuslar patlar, askusların içerisinde bulunan askospolar, peritesyumun ağzından hızla dışarı atılır.
Peritesyum : Ascomycota funguslarının eşeyli früktifikasyon organlarından birisi olup, şişe şekline yakın, dış duvarı birkaç katlı fungal dokudan oluşan, bir açıklığı bulunan, kısa ya da uzun boyunlu, içinde askus ve askosporların oluştuğu yapılardır.
İlkbaharda enfeksiyon rüzgar ve yağmurun etkisiyle yeni oluşmuş yaprak ve meyvelerin üzerinde çimlenmeye başlar, bu şekilde bitki dokusuna girmiş olur. Çimlenen askosporlar epedermiş ile kutikula arasında misel oluşturmasıyla genç yapraklar üzerinde ilk belirtiler ortaya çıkar. Enfeksiyon rüzgar ve yağmurun yardımıyla bütün yaz mevsimi boyunca yapraklarla, meyvelere taşınır, bu süreçte sekonderler enfeksiyonları oluşturmaya devam eder.
Enfeksiyon için mutlak yüksek neme (%98 üzerinde, yağış veya çiğ) gereksinimi vardır. Bazı zamanlar fungus sıracalı dallar üzerinde kışı geçirebilmektedir. Burada kışı geçiren fungus ilkbahar aylarında rüzgar ve yağmurun yardımıyla ulaştığı yaprak meyve ve sürgünlerinde ilk enfeksiyonlarını başlatabilir.
Sonbaharda yere dökülen yapraklar üzerinde fungusun eşeyli üreme organları olan anteridyum ve askonyumlar oluşur. Döllenmeyi takiben gelişen peritesyumun olgunlaşması ılık geçen kış günlerinde de devam eder. Her bir peritesyumda 50-100 adet arası asku meydana gelir.
Hastalığın kontrolü:
ELMA VE ARMUT’TA KARA LEKE HASTALIĞI
Kara leke hastalığı ülkemizde ve Dünya da yüksek miktarda yağış alan ve havadaki nem oranı yüksek olan bölgede yaygın olarak elma ve armutta görülen önemli bir fungal hastalıktır. Hastalık serin, yağışlı geçen ilkbahar ve yaz aylarında kara leke hastalığı şiddetli bir kış yapmaktadır.
Kara leke bitkinin dallarında, yapraklarında, sürgün ve meyvelerinde zararlı olur. Armut ağacında sürgün ve dallarında oluşan yaralardan ötürü halk arasında uyuz ve sıraca hastalığı olarak da bilinmektedir.
Kara leke hastalığı elmanın önemli bir hastalığıdır. Meyvede kaliteyi düşürerek Pazar değerini aşağıya çekmektedir. Depoda depo ömrünü kısaltmaktadır. Kara leke sadece meyve sayısında azalma, biçimsiz meyve oluşumunun yanı sıra yeni senenin meyve gözü oluşumunda azalmaya neden olmaktadır. Kara leke önce çiçek sürgünlerindeki genç yaprakların alt ve üst yüzeyinde küçük yuvarlak, zeytin yeşili, kadifemsi lekeler oluşturur.
Lekeler yaprağın yelpaze şeklinde büyümesine sebep olmaktadır. Bu yapraklar küçük kalmıştır ve kıvrılma meydana getirir, bir süre sonra dökülmeler meydana gelir. Yaşlı yapraklardaki lezonlar ise genellikle yaprağın üst yüzeyindedir. Yaprağın ortasındaki fungus zamanla ölür ancak yaprağın kenarındaki funguslar yaşamaya devam etmektedir. Eğer hastalık şiddetli seyrederse yapraklar zamansız dökülmeye başlar. Çiçek yapraklarında ise hastalık lekelerin ancak erken enfeksiyonlarında ve az sayıda oluştuğu görülmüştür.
Meyve üzerinde hastalık başlangıçta belirtisi yapraktakilere benzemektedir. İlerleyen süreçte lekeler yaşlanır sertleşir, mantarlaşır ve çatlaklar meydana getirir, buda meyvenin iriliğini ve pazar değerini düşürmektedir.
Hastalık şiddetli ve uzun sürer ise meyve gelişimi durma noktasına gelir, bir kısmı erken dökülür kalanlar ise gelişimi tam anlamıyla tamamlayamaz bunun yanında kalan meyvelerin şekli bozuk olacaktır. İlkbahar yaprakların ve meyvelerin ilk enfeksiyonları erken enfeksiyon denilmektedir. Geç dönem ortaya çıkan hastalık ise yetişkin meyveleri hastalandırmaktadır. Kara leke elma sürgünlerdeki belirtisine sıraca denmektedir. İlkbaharda sürgün ve dallarda oluşan sivilceler, zamanla birleşerek kabuğun parçalanmasına ve pul pul olmasına neden olur. İlerleyen süreçte bu parçalanmalar kanser yaralarına dönüşür. Sıracalı dallar üzerinde bulunan yaralar kanser için kapı görevi görmektedir.